#thegodfatherkadınları

Yorum · 2654 Görüntülenme · Okuma Süresi: 7 dakika

"Erkekler ve kadınlar arasında asla değişmeyecek bazı kurallar vardır". Michael Corleone"Kadınlar ve çocuklar dikkatsiz olabilir ama erkekler asla." Vito CorleoneMafyada ve The Godfather filmlerinde kadın işte tam da filmde geçen bu repliklerdeki gibidir.

Hepimizin bildiği üzere The Godfather Trilogy (Baba Üçlemesi) ilk olarak 1972'de sinemaya uyarlanan birinci bölüm ile başladı, ardından 2 yıl sonra ikinci bölüm ve 16 yıl sonra da 1990'da üçüncü filmin vizyona girmesiyle Corleone destanının beyazperde macerası sona ermiş oldu. İtalyan yazar Mario Puzo, Baba romanını sadece borçlarını ödemek için yazmıştı ancak 1969'da roman görüceye çıktığında ayyuka çıktı ve çok büyük başarılar elde etti. Haftalarca best-seller kaldı. Paramount Pictures, eseri sinemaya uyarlamak için Puzo'yla anlaştığında ise Puzo'nun hayatı tamamıyla değişti ve 1999'da ölümüne kadar Baba sayesinde çok fazla roman yazmasına gerek kalmadı. İddialara göre ölmeden önce 4.film için yeni bir roman yazmaktaydı.

Hatırlatmak gerekirse The Godfather serisinde 3 ana kadın karakter vardır. Bunlar Mama Corleone, Connie Costanza Corleone, Kay Adams'dır.  Mama Corleone, Don Vito Corleone'nin karısı, Connie, Vito - Mama çiftinin tek kızları, Kay ise Michael Corleone'nin sonradan evlendiği ikinci karısı, Apollonia da Michael'ın trajik biçimde hayatını kaybeden ilk karısıdır. Bu karakterler dışında Deanna Corleone, Theresa Hagen gibi karakterler de mevcuttur ancak bunlar yan rol bile olmayacak kadar filmlerde gözükmüşlerdir o yüzden onlardan aşağıda kısaca bahsedip sonrasında Kay, Carmella ve Connie'nin karakter analizlerine geçeceğim.

Bu üç karakterin derin analizlerini yapacağım ancak önce çok kısa bir şekilde filmde çok az gözüken kadın karakterlere değinmekte fayda görüyorum. Sonny'nin karısı Sandra Corleone, filmin başındaki düğün sekansında ve Vito Corleone'nin vurulup Tom Hagen'ın bir süreliğine rehin alınmasından sonraki bir ev sahnesinde gözükür. Özellikle düğünde gözüktüğü ilk sahnede Sandra'yla ilgili az da olsa bir şeyler öğreniriz. Sonny'nin metresi vardır ve Sandra bunu bildiği halde Sonny'ye bir şey söyleyememektedir. Çünkü Corleone Ailesi her şeyiyle bir ataerk erkekler ailesidir. İkinci filmle birlikte buna şirketi demek daha doğrudur çünkü Michael Corleone lider olduktan sonra aile İtalyan köklerinden de koparak tamamen Amerikan Modernleşmesi'ne kapılarak şirketleşecektir. Bu nedenle de Sandra'nın elbette söyleyecek bir sözü yoktur. Sonny'nin metresi olan Lucy Mancini ise sadece düğünde evin içinde gizlice Sonny'yle sevişirken ve Sonny'yi başka bir gün kapısından yolcularken gözükür. Michael'ın Sicilya'daki karısı Apollonia da tam anlamıyla taşra ailesinde belli gelenek ve göreneklere göre yetiştirilmiş bir kadındır. Michael'ı tarlada görür ancak hiçbir şey söyleyemez. Apollonia'nın ağzından bir kelimenin çıktığını ilk defa Michael tarafından istemeye gelindiğinde görürüz. Burada Michael kendisine bir kolye hediye eder ve ona grazie (teşekkürler) der. Michael'la evlilikleri çok güzel gitmekteyken ona kurulmuş olan tuzağa kendisi düşer ve çok trajik bir biçimde hayatını kaybeder. Theresa Hagen ise soyadından da belli olacağı üzere Tom Hagen'ın karısıdır. Üç çocukları vardır. Theresa Hagen üçlemenin her filminde görünür ancak neredeyse hepsinde başı öne eğik ve üzgün biçimdedir. Tom'un da metresi vardır ve Theresa'nın da aynı Sandra'da olduğu gibi bundan haberi vardır ancak hiçbir şey yapamamıştır.

Yönetmen Francis Ford Coppola, üçlemeyi sinemaya uyarlarken en çok kullandığı mitler din, erkeklik, ataerkil, iktidar, aile, mafya, siyaset, sembolizm gibi şeylerdi. Sicilya'dan Amerika'ya göç etmiş katolik bir ailenin Birleşik Devletler'de çok büyük bir organize suç - mafya imparatorluğu kurması nedeniyle de filmde bunların çok yerinde kullanılmasının gerekliliği aşikar. Tam anlamıyla erkek bir dünyayı anlatan serinin bu denli gerçekçi olmasının en büyük sebebi de kesinlikle yönetmen Coppola'nın bu mitleri filmleri filmlere kusursuzca serpiştirebilmesinden ileri gelmekte.

CARMELLA MAMA CORLEONE 1897 - 1959

 Carmella Corleone, tahminimizce 1900'lerde Amerika'ya göç etmiştir. İkinci filmde kendisini ilk gördüğümüzde Vito Corleone ile 1917 yılında ilk çocukları Sonny (Santino)'yi kucaklarına almışlardı. Carmella Vito ile geçirdiği zor günler sebebiyle hayatı boyunca mutfak işleriyle ilgilenip çocuklara bakan, kutsal aileye sonuna kadar bağlı kalıp, Vito'nun yasadışı işlerini hiçbir zaman kurcalamayan bir kadın olarak hayatını sürdürmüştür. İkinci filmdeki flashback sahnelerinde sadece yemekle ve çocuklarıyla ilgilenmektedir, Vito ise kendilerine nereden gelirse gelsin para getirmektedir. Clemenza ile tanışıp lüks ev eşyaları çalmaya başladıklarında da kocasına hiç soru sormamış, mafya imparatorluğu kurulduğu zamanlarda da hiç şikayet etmemiştir çünkü yokluğun ne demek olduğunu çok iyi bilmektedir.

İkinci filmde Carmella'nın gençlik sahnelerini gördüğümüz için ilk filmden şimdi bahsetmeyi daha uygun buldum. Carmella Corleone ilk filmde kızı Connie'nin uzun düğün sekansında birkaç defa görünür. Sahneye çıkıp çalgıcılara İtalyan halk türkülerinden çaldırtır ve şarkı söyler, kocası Vito ile dans eder ve düğün sahnelerini böylece tamamlar. Ancak kendisinin kişiliğini, kadınlığa olan bakış açısını daha ilerleyen sahnelerde, özellikle Connie ile dayakçı kocası Carlo'nun tartıştığı sahnelerde öğreniriz. Bu anlardan bir tanesinde evin en büyük oğlu ve Vito'nun veliahtı Sonny araya girerek Carlo'ya müdahale edecekken Carmella tarafından ciddi biçimde uyarılarak susturulur. Carmella tamamıyla karı koca arasında olana karışılmaz mottosuna uyan, klasik gelenekçi, muhafazakar ve katolik anne rolündedir ve hep öyle kalacaktır. Oğlu Michael Corleone İmparatorluğu'nun başına geçtiğinde aynı şekilde ona da asla sorular sormaz, ithaat eder.

İkinci filmde hayatının son döneminin gösterildiği sahnelerde de özellikle kızı Connie'yle hep ters gider. Torunlarının vaftizliklerinin kutlandığı baştaki uzun sekansta Connie ile karşılaştığında Connie kendisini yanağından öper ancak Carmella, soğuk bir yüz ifadesiyle sadece yanağını Connie'ye çevirir, öperek karşılık dahi vermez. Kızının yeni sevgilisi Merle Johnson'dan da hiç hoşlanmaz ve onunla ilgilenmez. Connie Nevada'ya bir hafta geç geldiği için de aynı zamanda ona kızmıştır ve; Costanzia 1 hafta sonra mı?, seni alması için 1 hafta önce arabayı havaalanına yollamıştım". der. Connie bu sözlere karşılık, işte geldiğini ve artık kardeşiyle görüşmek istediğini söyler ve Carmella bu sefer de; "önce gidip çocuklarını gör, sonra kardeşini görmek için sıraya girmeyi düşünebilirsin, herkes gibi."  Bu sahnede de görürüz ki Carmella için kadın olmanın en önemli kuralı evin, ailenin erkeğine sadık olmak, kuralları çiğnememektir. Kendisinin en önemli sahnelerinden birisi ise hiç kuşkusuz ikinci filmde Michael'ın kendisini ziyaret ettiğinde ona verdiği öğütlerdir. Bu sahnede:

Michael: Sence babam ailesini kurtarmaya çalışırken kaybetmiş olabilir mi?

Carmella: Neden bahsediyorsun Michael. Baban elbette ailesini kaybetmedi, sen de kaybetmeyeceksin. Yitirdiğiniz çocuğun telafisi mutlaka olur.

Michael: Zaman değişiyor.

Bu konuşmadan kısa süre sonra Carmella doğal sebeplerden hayata gözlerini yumar. Yönetmen Coppola, Godfather serisindeki kadına bakışı belki de göstermek için seri boyunca Carmella ismini kimseye kullandırtmamıştır. Bu aslında yeterlidir. Çünkü o dünya tam anlamıyla iktidar için her şeyi yapan, kendilerine aşık olmuş narsist ataerk erkeklerin dünyasıdır ve onların imparatorluğu içinde kadınların adı bile yoktur. Filmde sadece kendisine Mama Corleone denmekte ve hatta jenerikte bile ismi öyle geçmektedir.

 

The Godfather Kadınları yazımı iki bölüm olarak yayınlayacağım. Devamını da diğer paylaşımda bulacaksınız

 

 

Yorum