Beklemek… Başta basit gibi dursa da derin bir anlam içeren bir kelime bence. İnsanın içindeki umudu yaşatan bir eylem. Her şeye rağmen bazı şeylerin değişeceğini düşündürecek bir eylem. Peki, insanlar neleri bekler?
Bir aşık, hoşlandığı kişiden mesaj bekler mesela. Ya da başka bir aşık, hayatının en değerli insanıyla evleneceği günü bekler.
Bir öğrenci, sıkıcı bir dersin bitmesini beklerken başka bir öğrenci ise diğer dersini heyecanla bekler.
Tüm ülke bir aralar Hakan Altun’un önderliğinde telefon başında çaresizce bekledik, şimdi ise pandeminin bitmesini ve eski hayatlarımızı kavuşmayı çaresizce bekliyoruz.
Öte yandan, bir evlat babasından “Seni seviyorum.” cümlesini duymayı beklerken bir baba da evladının ameliyatının başarıyla bitmesini bekliyor olabilir. Ya da bir aile, kızının “Anne, baba, ben iyiyim. Başıma bir şey gelmedi, vardım.” mesajını bekler.
Bir ev sahibi, kiracısının parayı yatırmasını bekler. Bir kiracı da ev sahibine mahcup olmamak için maaşının yatmasını bekler.
Bir müzisyen, sahneye çıkmayı dört gözle bekler. Fakat belki de ışık ve ses ayarlarını yapan çalışanlar sahne daha başlamadan bitmesini bekler.
Bir insan, gecenin bir vakti eşinin iş yemeğinden dönmesini bekler. Belki de yıllar önce kaybettiği eşini hala bir umutla beklemeye devam eder.
Bir mühendis, yapılacak proje için bütçe bekler. Bir pilot, uçuş bittikten sonra havaalanının yanındaki otelde güzelce dinlenmeyi bekler.
Daha da fazla uzatıp sizleri daha da sıkmak istemiyorum. Siz ana fikri kaptınız. Hangi koşulda olursak olalım, her zaman bir şeyler bekliyoruz. Hayatımızın vazgeçemeyeceğimiz parçalarından biridir beklemek. Şu an bile kim bilir neler bekliyorsunuz. Belki günün bitmesini, belki finallerin bitmesini, belki de benim bu yazıyı bitirmemi bekliyorsunuz. Merak etmeyin, bugünlük burada bırakıyorum. Siz de beklemeye devam edin. Hiçbir şey olmasa bile umudunuzu canlı tutarsınız.