NBA' in dünyada bu kadar popüler yapan isim Michael Jordan, ikonluğunu giyim konusunda da konuşturdu. 1984 yılının draftlarında 3. sıradan Chicago Bulls tarafından seçilen Jordan o zamanlar Larry Bird ve Magic Johnson'ın domine ettiği bir lige gelmişti. Bu isimler basketbolla ilgili her reklamda oynuyor, isimlerini dünyanın dört bir yanına duyuruyor ve NBA'i küreselleştirmeye başlıyorlardı. Küçük çocuklar bu adamları idol olarak görüyor, bu oyuncular ne yaparlarsa onlar da yapmaya çalışıyorlardı. Onlar Converse marka ayakkabı giyse çocuklar da bu markayı giymek istiyordu.En iyi denince, “Bird!”, “Magic” ilk söylenen isimlerdi. Bu durum, Jordan lige geldikten sonra adım adım değişti.
Jordan çok iyi oynuyordu. Sponsorlukların ona teklifler götürmeye başlaması bekleniyordu. O, Adidas ile sözleşme imzalamak istiyordu fakat Adidas onunla ilgilenmiyordu. Diğer tarafta ise 250.000 dolarlık bir teklifle Nike vardı. Jordan ve ailesi bu teklifi duyunca şok olmuşlardı. Teklifi kabul ettiler ve Jordan artık Nike ekibinin bir parçası olmuştu. Nike sayesinde çok para kazanan Jordan'ın karşısına ikon olma yolunda türlü türlü zorluklar çıkmıştı. Dünyadaki en popüler ayakkabılardan biri olan Air Jordan 1, o dönemin NBA komisyoneri olan David Stern engeline takılmıştı. Jordan bu ayakkabıları giydiği her maç NBA'e ceza ödüyordu fakat böyle bir durum karşısında beyaz bayrağı çekecek en son kişi de kendisiydi. Kariyerinde olduğu gibi, iş hayatında da akıl almaz başarılara imza atan biriydi. Maç başına ceza ödediği Air Jordan 1 ayakkabılarını giymekten hiçbir zaman vazgeçmedi ve sonunda bu ayakkabı yüzbinlerce sattı, Jordan’ın şöhretine şöhret, ününe ün kattı. 1986 yılında piyasaya sürülen “She’s gotta have it” filminin genç yönetmeni Spike Lee, filmdeki Mars Blackmon adlı karakterin ayağına Air Jordan 1 giydirmişti ve bu sayede Jordan daha da ünlendi. Popülaritesini her maç artıran Jordan, bir sürü reklam filminde oynuyordu. Bütün bu koşuşturmaca esnasında eski bir Nike çalışanı olan Moore ile tartışmaya giren MJ, o dönemde giyilen “Daisy Duke” adlı, kadınların giymeyi tercih ettiği kısa ve dar şortları sevmiyordu. Nedeni ise Jordan, kendi bacaklarının görünüşünü sevmiyordu, onları sıska buluyordu. Bacaklarını sevmediği yetmezmiş gibi, bu şortlar da oldukça kısaydı. Artık kendisi için bir utanç kaynağı haline gelen kısa şortlar yerine uzun şortlar giymek istediğini çokça belirten Jordan ile Moore arasında çıktı. Zaten ayakkabılarını yasağa rağmen giyiyordu ve şimdi de şort devrimi yaratamazdı. Ancak Jordan'ın aklından, ayakkabı yasağında olduğu gibi bu konuda da geri adım atmak geçmedi. Bu tartışamın üstünden 2 yıl geçtikten sonra MJ maçlara uzun şortla çıkmaya başladı. Kısa bir süre sonra takım arkadaşı Scottie Pippen' da Jordan gibi uzun şort giymeye başladı. Pippen'dan sonra birçok NBA oyuncusu da uzun şort talep etti ve NBA'de uzun şort dönemi böylece başlamış oldu.
Michael Jordan hiçbir konuda asla pes etmedi. Şortların boyu gibi küçük, pek de önemi olmayan meselelerde ya da şampiyonluk kazanmak konusunda onu hiç bir şey engelleyemedi. Cezalara rağmen pes etmeyen, istediğini almadan bırakmayan Michael Jordan'ın belki de iş hayatında başarılı olmasının nedeni de budur.
Vasmussen Tehar 4 yıl önce
İnatçılığının yanı sıra, inanılmaz çalışkan olması esas başarısının gölgelenmesini engellemiş. İnatçılığı yüzünden çalıştığını da söyleyebiliriz aslında... :)