Sanırım biraz sessizliğe ihtiyacım var. Çünkü sessizlik olmazsa gürültünün ritmine kapılıp gidiyor ve dansa başlıyorum. Elimdeki zarı sallarken kendimi de sallamamın başka açıklaması olamaz. Kendimce haklı sebeplerle dua ediyorum zarımı parçalamadan atabilmek için. Yoksa, nedendir bilinmez, hiçbir hükmü kalmıyormuş.
Zarımı atıyor ve durmasını beklerken kendimi dans kaldırıyorum. O kısacık an, bildiğim tüm dansları etmeme yetiyor. Zar iki geldi. İkinci cinsiyete, kaburga sülalesine mensup olduğum için olsa gerek. Ama bu neşemi gölgelemiyor anlaşılan çünkü kahkahalarım hala susmak nedir bilmedi. Belki kahkahalarım neşeden değil, bilmiyorum. Tek bildiğim katılırcasına gülmek zorundayım kırılan her bir dalıma. Ah, siz bilmiyorsunuz değil mi? Şöyle söyleyeyim. Gülhane'de yaşayan bir ceviz ağacı değilim ama benim de dallarım var. Gerçi kırıklar ama olsun. Melekler kırılan dallarımın yere düşmesine izin vermeyeceklerine yemin ettiler.