GÜNEŞİ UYANDIRALIM

Yorum · 675 Görüntülenme · Okuma Süresi: 3 dakika

- Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse, sen bir de ötekini düşün.
- Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek.
- Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten… Umutlarımızın güneşinden… Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.

  • Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse, sen bir de ötekini düşün.
  • Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek.
  • Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten… Umutlarımızın güneşinden… Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.

 

Büyüyen Zeze’nin sözleri bunlar… Kalbi ise çocukluğundan kalan masumiyetini koruyor. Çocuk ruhu sevilmek için bekliyor. 

İki hafta kadar zamanımı alan kitabı okurken zorlandım. Zorlanma sebebim Şeker Portakalı’ndan tanıdığımız Zeze’nin sancılı büyümesine şahit olmak… Yapım gereği her çocuğun büyüme anlarına ilişkin özel anlar beni duygulandırır ama söz konusu Zeze olduğunda bu duygusallığım iki kat artıyor çünkü Zeze sevilmeyi bekleyen bir çocuk… Kitabı okurken gözlerim dolduğu için zaman zaman durup ağladım, Zeze karakterine sarılmak istedim çünkü bu küçük yaşına rağmen varoluşsal bir acı görüyorum; “Kabul görmediğim bir dünyada neden varım?” diyor bizlere.

Kitabın yazarını ve başrol karakterini Şeker Portakalı’ndan tanıyoruz. Güneşi Uyandıralım kitabında ise Zeze biraz daha büyümüş, kuralları ve dogmatik düzeni sorguluyor. Ergenlik döneminde ki hiç bitmeyen merakı ise onu “yaramaz” bir çocuk yapıyor. Zeze’nin büyüme sürecinde ise ona, yeni ailesini ve yeni okulundaki arkadaşları eşlik ediyor. Muzurluklarını ergenliğinde de bırakmayan Zeze’yi her şeye rağmen  keyifle okuyabilirsiniz.

Ne yazık ki Zeze’nin küçük kalbinde sevgi doldurulmayı bekleyen kocaman bir boşluk var. Bu boşluğu ve Zeze’nin isteklerine uygun yönlendirilmeyen enerjisi, yön değiştiriyor; yaramazlık olarak. (Bu her çocukta olması beklenen bir süreç!)

 “Büyükler” ona “Neden bunu yaptın?” diye sorduğunda ise sevgi, ilgi ihtiyacını çok etkili dile getiriyor. Tam da burada devreye yazarın ustalığı giriyor. Yarattığı karakteri ve kurguyu öyle güzel dile getiriyor ki karakterlere gerçeklik payı veriyor. Bu anlamda kitap benim gözümde istediğiniz her zaman diliminde her yaş grubu için okunmaya müsait. Ayrıca kitabı okuyan herkesin çocukluğa dair bakış açısı değişebilir. 

Kitabın sonuna gelince bir kez daha şunu düşünüyorum: Beni en çok etkileyen birkaç romandan biri olduğunu anlıyorum. Özellikle şu kısımları beni her okuduğumda duygulandırıyor:

 

"Neye yarar, Adam? Beni işitiyor musun? Konuş, Adam. Öğret bana yeniden güneşi uyandırmayı. Devam etmek, ilerlemek, gelip geçmek zorunluluğunu kabul etmeyi. İlerlemek ve güneşi uyandırmak, güç değil mi Adam?”

Bunun gibi nice güzel edebi cümle… Uzun lafın kısası Vasconcelos ‘un Güneşi Uyandıralım kitabında anlatmaya çalıştığı gibi; güneşiniz eksik olmasın… 

Yorum