Şuan kulisteyim oyuncu arkadaşlarımın sahne üzerinde dekor kurma telaşı varken ben biraz izin isteyip kendimi kulise attım. Tavşan kostümlerini giymiş derin derin nefes alıp veriyor ve aynadaki suretime bakıyordum. Yine kendime yabancılaştığım anlardan bir tanesi ile karşılaşıyordum; Uzun uzun aynaya bakıp "Tavşanım lan ben! Nasıl oldu bu ?" diyip diksiyon temrinlerimi yapmaya başlıyorum. Sanırım bugün iyi değilim, midemde bir ağrı ve hazmedemediğim bir şey var ama ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Adalet desem değil ekonomi desem değil. İnsan bu ülkede neleri hazmediyorda ben neyi hazmedememiştim acaba ? Seyircilerin geldiğini duyuyorum oyuncu arkadaşlarım çeşitli hayvan kostümleri ile kulise dalıp çenebazlık yapmaya başlıyorlar. "Bugün keyfim yok. Bulaşmayın bana midem ağrıyor" diyorum ve sessiz bir yer bulmak için sahnenin arkasında siyah perdenin ardına saklanıyorum. Karanlıktayım... Bir adım öte de sahne ışıkları... Seyirciler bekliyor... Tiyatroda geçirdiğim on dört yılın sonunda yorgun hissediyorum kendimi. On dört yıl bir fiil sahnedeydim hiç bir zaman inmedim ama artık yorgun bir adamın kaz ayaklarına sahibim... "Oyuna beş dakika kaldı" anonsu verilirken hazmedemediğim şeyi buluyorum, elimi mideme atıp çıkarıyor ve masaya koyuyorum... Bu ülkede hazmedilemeyen onlarca şey varken benim bir cümleye takılmam normal mi? Anton Çehov'un bir repliği takılmış mideme Shakespear'in şiiri Nazım Hikmet'in vatana olan hasreti ve daha nicesi... Vee perde. Oyunumuz aslan kardeşin kükremeleri ile başlıyor miyavlamasıyla bitiyor. Hiç havuç yemeyen bense havuçun faydalarını sıralıyorum sonra sahnem bitince tavşan kostümlerimle kulise geçiyorum. Yine kendim ile başbaşayım, yalnızlık korkutmaya başlıyor, gelecek kaygısı da arkasından geldi mi değme keyfime! "Küçük bir tavşan deliğim olsa, boydan boya bir kütüphanem, kendime yetecek kadar havuç." Ne güzel olurdu diye düşünürken bunları mideme bir ağrı saplanıyor ben ağrılar içerisinde kıvranırken seyirciler büyük bir gürültü ile sahneyi terk ediyor ve bir perde kapanırken spot ışıkları sönüyor.
Ara
Popüler Gönderiler
-
Nefes Alan Yer: Sahne
Yazar: Nisan Asel Karakaş -
Duygu Yüklü Apartman Basamağı
Yazar: Naz Aker -
Bekleme Sanatı
Yazar: Atıl Çakır -
Ölümlü Dünya
Yazar: Suna Özlem Mutlu -
BİR UNUTULUŞ HİKÂYESİ
Yazar: Damla